Aile İçi Şiddet Konusunda Öğrenciler Ne Düşünüyor?
Aile içi şiddet, çocuğun tanıklık ettiği durumda bile travmaya maruz kaldığı bir durum. Bu hali ile de bir çocuk istismarı şekli. Kadına, yaşlıya, bir başka çocuğa şiddet uygulandığına tanıklık eden çocuk doğrudan şiddete maruz kalmış gibi bu davranıştan etkilenmekte. Türkiye’de 0-8 yaş Çocuğa Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması aile fertlerine veya ebeveyne yönelik duygusal ve fiziksel şiddetin olduğu ortamda çocuğun bu şiddete tanıklık etme oranının %70’e yakın olduğunu gösteriyor.
BM Nüfus Fonu ve Nüfus Bilim Derneği’nin Ankara, Erzurum ve Aydın illerinde gerçekleştirdiği Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Konusunda İlköğretim İkinci Kademe ve Lise Öğrencilerinin Tutumları başlıklı araştırma bu konuda çocukların görüşünü içerdiği için önemli bir veri kaynağı. Bir önceki araştırma gibi bu araştırma da 2013 yılında gerçekleştirilmiş olmakla birlikte, kapsamı nedeniyle yeniden hatırlatmakta fayda gördük.
Araştırma, her ilden 3 sosyo-ekonomik düzeyde 2’si ilköğretim, 2’si orta öğretim olmak üzere 4 farklı seviyede sınıfta toplam 36 odak grup görüşmesi ile yapılmış. Bulgulardan bazıları şöyle:
Çocuklar kadına karşı şiddeti sözlük tanımına uygun olarak tarif edebilmektedirler.
Şiddet dendiğinde çocukların akıllarına ilk olarak fiziksel şiddet gelmektedir. Çocukların bu şiddet türüne ilişkin verdikleri örnekler: tokat, ittirmek, bıçak çekmek, öldürmek vb.
Çocuklar, duygusal şiddeti de tanımakta ve fiziksel şiddetten daha önemli bulmaktadırlar. Çocukların bu şiddet türüne ilişkin verdikleri örnekler: azarlamak, küfretmek, dinlememek, kadını ev işlerini yapan biri olarak görmek, evi dağıtmak ya da düzenini bozmak vb.
Çocuklar, cinsel şiddetten ancak sorulduğu zaman söz etmektedir ve genellikle bu konuda konuşma sırasında çekinmekte ve utanmaktadırlar. Çocukların bu şiddet türüne ilişkin verdikleri örnekler: taciz ederek bakmak, laf atmak, dokunmaya veya temas kurmaya çalışmak, tecavüz etmek, çok sayıda kadın ile evlenmek, görücü usulü ile evlendirilmek, zorla cinsel ilişkiye girmeye çalışmak vb.
Çocuklar şiddete maruz kalmış kadının duygularından şu şekilde söz etmektedir: “gururunun incindiği, kendini yıkılmış, aşağılanmış, biçare, çaresiz, güçsüz, çökkün, ezik, değersiz, küçülmüş ve çok kötü hissedeceği bir psikolojik durum”.
Araştırmaya katılan çocuklar, anneleri babalarından şiddet gören çocukların suskun olacaklarını ve içlerine kapanacaklarını, kendilerini çaresiz, güvensiz, özgüvenini kaybetmiş hissedeceklerini, babalarından uzaklaşacaklarını, onu saymama, nefret etme, düşman olma, baba ile beraber olmama gibi tepkiler verebileceklerini, düşünmektedirler.
Çocuklar, kadının statüsünün yükseltilmesi, evliliklerin doğru planlanması ve danışmanlık gibi hizmetlerin bulunmasının, bu konuda farkındalığın arttırılmasının önleyici olacağını düşünmektedirler.
Şiddet eylemlerinin tanımlanması, önlenmesi ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda iller ve sosyo-ekonomik gruplar arasında görüş farklılıklarının da tespit edildiği araştırmanın tam ve özet versiyonlarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Konusunda İlköğretim İkinci Kademe ve Lise Öğrencilerinin Tutumları Araştırması – Tam metin / Özet metin