Çocuk Yoksulluğunu Anlamaya Çalışırken Engellemeye Vakit Kalmıyor

BETAM’ın 2019 yılı Çocuk Yoksulluğu Araştırma Raporu’na göre; “Avrupa Birliği’nin yoksunluk tanımına göre 2017 yılında Türkiye’de yaklaşık her üç çocuktan biri, başka bir deyişle 7 milyon bin 6 çocuk şiddetli maddi yoksunluk çeken hanelerde yaşamaktadır.”

İstanbul İstatistik Ofisi’nin Kent Yoksulluğu Araştırması’nın yapıldığı sosyal yardım başvurusu yapan ve aylık geliri 2.500 liranın altında olan hanelerin %81’inde çocuk olduğu, %44’ünde iki çocuk olduğu, %32’sinde ise 3 veya daha fazla sayıda çocuk olduğu tespit edilmiş. Ofis’in 2019 yılında İstanbul’da 15 yaşından küçük en az bir çocuğun yaşadığı ve aylık 3.000 liranın altında geliri olan aileler ile yaptığı araştırmaya göre ise bu hanelerde yaşayan her 10 çocuktan 9’unun devam ettiği eğitim dışında bir eğitim faaliyetine katılamadığı tespit edilmiş.

Çocukların gelişimlerini hemen her alanda olumsuz etkileyen yoksulluğunun önlenmesi, en azından çocuğun ailenin yoksulluğundan olumsuz etkilenmesinin önlenmesi için BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi, ailenin çocuğa karşı yükümlülüklerini yerine getirmesi konusunda devlet tarafından desteklenmesini öngörmektedir (ÇHS 18). Çocuk Hakları Komitesi 19 sayılı genel yorumunda, çocukların ilk yıllarına yetersiz yatırım yapılması halinde bilişsel gelişimlerinin zarar gördüğüne ve mevcut durumun, yoksulluğun ve eşitsizliğin kuşaklar boyu devam etmesine neden olduğuna, buna karşın erken çocukluk gelişimine yapılan yatırımın çocukların haklarını kullanma yeteneği üzerindeki olumlu etkisine, yoksulluk döngülerini bozduğuna ve yüksek ekonomik getiri sağladığına dikkat çekerek devletlerden çocuk haklarının gerçekleştirilmesine özgülenmiş kamu bütçesi oluşturulmasını talep eder.

Bir önceki dönemin kapandığı 2015 yılında Birleşmiş Milletler üye devletleri tarafından kabul edilen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündeminin acil bir eylem çağrısı olan 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefinden biri yoksulluğun, diğeri de açlığın sona erdirilmesi. Bir üçüncüsü de, kapsayıcı ve eşitlikçi kaliteli eğitim sağlamak ve herkes için yaşam boyu öğrenme fırsatlarını teşvik etmek.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında yoksullukla mücadelenin 2015 sonrası daha iyi olacak senaryoları varsa da devletlerin BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin 30. yıl kutlama mesajları sorumluluklarının tam olarak anlaşıldığı konusunda pek de umut verici nitelikte değil. Türkiye de bir kutlama mesajı paylaşmış 30. yıl için.

Her çocuğun yaşamda eşit şansa sahip olması ülküsünün önündeki büyük engel gibi görünen ve bir insan hakkı ihlali olan çocuk yoksulluğu, kendiliğinden ortaya çıkan bir sorun değil elbette. Çocuk yoksulluğu, sadece ailenin düşük gelire sahip olmasına değil aynı zamanda devletin de çocuk haklarını hayata geçirmek için sunması gereken hizmetlerin yetersizliğine işaret eder.

Evrensel Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (2019), çocuk yoksulluğu göstergelerini üç ana başlıkta topluyor: sağlık, eğitim, yaşam standardı. Bunların güvence altına alınması ise sosyal koruma sistemi ile mümkün. UNICEF dünyada her üç çocuktan ikisinin sosyal koruma sistemi dışında kaldığını rapor ediyor. Bu nedenle çocuk yoksulluğu ile mücadelede aileler için nakit desteği gibi olanaklar yanında bir bütün olarak çocuğa sunulacak hizmetlerin planlanması ve sunulmasını sağlayacak çocuk odaklı sosyal korumaya ihtiyaç bulunmaktadır. ILO’nun evrensel sosyal koruma konusundaki raporu bu alanda yapılması gerekenler için kapsayıcı bir çerçeve sunuyor. UNICEF, bu korumanın maliyetinin çocuk başına 35 sent olduğunu bildiriyor.

Dünya çapında yoksulluk içinde yaşayan çocuklar hakkında farkındalığı artırmak ve onu hafifletmek için küresel ve ulusal eylemleri desteklemeye yönelik küresel bir girişim olan Çocuk Yoksulluğunu Sonlandırmak için Küresel Koalisyon, çocuk yoksulluğu ile mücadelenin 5 temel bileşenden oluşmasını önermektedir: Ulusal eylem planı oluşturmak, çocuk yoksulluğunun ölçülmesi, çocuk yoksulluğun haritalandırılması ve savunusu, politika ve programların değiştirilmesi, aşırı yoksulluğun sona erdirilmesi ve ulusal sayıların yarıya indirilmesi.

Çocuk yoksulluğu denince esas olarak ekonomik göstergeleri zaten düşük olan ülkeler mercek altında tutulmakta ise de, Avrupa’da da çocuklar yoksulluk tehdidi altında yaşıyorlar. Eurochild, Avrupa’da da her 4 çocuktan 1’inin yoksulluk tehdidi ile karşı karşıya olduğunu bildirmekte. Üstelik bu yoksulluğun sistematik ve trajik boyutlarda olduğu ileri sürülüyor. UN genel kurulunda da iddia edildiği üzere 2015 sonrasında dünyanın değişmesi için evrensel bir mücadele gerekmekte.