Uzaktan Eğitimin Dikkatimize Sunduğu Önemli Risk: Çevrimiçi İstismar

Uzaktan eğitimin çocukların bilgisayar başında geçirdikleri zamanı arttırması ile çevrimiçi istismar riski yeniden konuşulmaya başladı. Pandemi öncesine göre farklı bir noktadayız bu tartışma açısından. Çocukların ekran başında daha çok zaman geçirmeleri bir mecburiyet halini alınca bütün dünya çevrimiçi çocuk güvenliğini konuşmaya başladı.

Yapılması gerekenlerden biri bu konuda bilgilenmek. Bunun için üretilen sosyal medya hesaplarına üye olunarak bu alandaki gelişmeler takip edilebilir: Facebook, Google, Instagram, Microsoft, Snapchat. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yürütülen güvenli web hizmetleri çerçevesinde, güvenli çocuk çevrimiçi faaliyetlere ilişkin bilgilendirme de yapılıyor.

Avusturalya’da “Parenting For Lifelong Health” sloganı ile yürütülen çalışmada, pandemi sürecinde olumlu annebabalık becerileri için hazırlanmış rehberler her yerde kullanılabilir öneriler içeriyor ve Türkçe seçeneği de mevcut. E- güvenlik Komiseri, çevrimiçinde güvenli hareket kurallarını belirlemek üzere yapılacak aile anlaşmaları hazırlamış, beş yaşından küçükler için de uygulanabilecek biçimde. İngiltere’de hazırlanan örnek ise her yaş grubu ile kullanılabilecek biçimde düzenlenmiş.

End Violence Against Children tarafından yürütülen sosyal medya kampanyası ile de gündeme getirilen beş yetişkin sorumluluğundan biri de sosyal medyadaki riskli içerikleri bildirmek. Bunun için birçok ülkede çevrimiçi ve telefon ile bildirim için hatlar oluşturuluyor. Bu hatlar ile ilgili uluslararası düzenlemelere dair yönlendirmeler için International Centre For Missing & Exploited Children’ın düzenlediği bilgi notuna bakılabilir. Türkiye’de de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, bir bildirim hattı oluşturmuş.

Bir yandan dijital alanda çocuklara yönelik suçlarla ilgili uyarılar artarken, diğer tarafta da dijital güvenlik için yasaklamak/sınırlamak dışında yapılabilecekler tartışılıyor.