Dünya Gıda Günü Konuşulurken Çocuklar İçin Özel Bir Gündem Talep Ediyoruz
Dünya Gıda Günü vesilesi ile gıda ve beslenme sorunlarını konuşurken, çocuklara özel bir başlık açmak gerekir. Zira gıda ve beslenme ile ilgili her tür sorun ilk önce ve en çok çocukları etkiliyor. UNICEF, çocukların bu alanda karşılaştıkları sorunları dört başlıkta topluyor: Yetersiz beslenme, gizli açlık, kiloluluk ve obezite. UNICEF’in 2019 yılında yayınladığı Dünya Çocuklarının Durumu: Çocuklar, Gıda ve Beslenme raporuna göre dünyada her 3 çocuktan 1’i, yani 200 milyondan fazla çocuk gıda ve beslenme sorunundan olumsuz olarak etkilenmektedir.
Türkiye’de de çok sayıda çocuğu ilgilendirdiğini Sağlık Bakanlığı’nın yıllık olarak yayınladığı Beslenme ve Sağlık Araştırması Raporları (2019) hem bu alanda yapılan araştırmaların verilerinden hem de genel ekonomik verilerden anlamak mümkün. Açlık ve yoksulluk sınırına ilişkin veriler de bunlardan biri. Türk-İş Sendikası, Eylül 2021 itibariyle “Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarını (açlık sınırı) 3.049 TL” olarak açıkladı. Yoksulluk sınırı ise 9.931 TL olarak açıklandı. Bu veriler bize, ebeveynlerden birinin asgari ücretle çalıştığı hanelerde yaşayan çocukların açlık sınırının altında, her ikisinin de asgari ücretle çalıştığı hanelerde ise çocukların yoksulluk sınırının altında yaşadıklarını söylüyor.
Beslenme düzeyinin arttırılması veya beslenme yetersizliğinden kaynaklanan sorunların azaltılması hedefi; Avrupa Birliği’nin Beslenme Eylem Planı (2025), Dünya Sağlık Örgütü’nün Avrupa Çalışma Programı: Avrupa’da Daha İyi Sağlık İçin Ortak Eylem Planı’na (2020-2025) kadar birçok belgenin hedefleri arasında yer alıyor.
Son yıllarda hem dünyada hem de Avrupa genelinde gıda ve beslenme sorunlarının çözümüne yönelik stratejiler yerel yönetimler düzeyinde ele alınmaya başlandı. Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 11.si ile ilgili LOCAL 2030 tarafından hazırlanmış olan yerel yönetimler rehberi bunun örneklerinden biri. Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA) “Entegre kentsel gıda sistemi politikaları – şehirler ve kasabalar ortak faydalar için gıda sistemlerini nasıl dönüştürebilir” konusunu tartışıyor. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) de yerel yönetimlerin gıda sistemleri geliştirmelerini özellikle düşük ve orta gelir seviyesindeki ülkeler için bir fırsat olarak görmekte ve Kentsel Gıda Eylem Platformu ve Kentsel Gıda Gündemi oluşturmuş bulunmakta.
Bunların yanı sıra, Gıda Eylem Şehirleri (FAC), Gelişmiş Beslenme İçin Küresel İttifak (GAIN), Sürdürülebilir Şehir Tarımı ve Gıda Sistemleri Hakkında Global Ortaklık (RUAF) gibi sivil oluşumlar da gıda ve beslenme sorunlarına yerel çözümler üretme stratejisi üzerine çalışmalar yürütüyor.
Belediye başkanları arasında yapılan Milano Kentsel Gıda Politikası Anlaşması (2015) bu çalışmaların bir yansıması olarak kabul edilebilir. Uluslararası bir anlaşma olan metin aynı zamanda bir çalışma aracı sunmaktadır. Anlaşmada, 6 kategoride kümelenmiş 37 öneriyi içeren bir eylem listesi ve önerilen her eylem için göstergeler bulunuyor. Ayrıca Milan Anlaşması kapsamında verilen ödüller ile şehirlerin 6 kategorinin her birinde uyguladığı gıda politikalarının somut örneklerini görmek mümkün olmaktadır. Türkiye’den bu ödülü 2019 yılında Mezitli Belediyesi, kadın üreticiler pazarı ile almış.
Türkiye’de gıda ve beslenme sorunlarının çözümüne ilişkin stratejilerin yer aldığı 11. Kalkınma Planı’nın Sağlıklı Yaşam Raporu (2019-2023), Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün Çocukluk Çağı Obezitesinin Önlenmesi İle İlgili Eylem Planı (2019-2023), Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Türkı̇ye’nı̇n Gıda Kayıpları Ve İsrafının Önlenmesı̇, Azaltılması Ve Yönetı̇mı̇ne İlı̇şkı̇n Ulusal Stratejı̇ Belgesı̇ ve Eylem Planı gibi merkezi düzeyde hazırlanan planların yanı sıra il düzeyinde bir gıda stratejik planı İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanmış bulunmakta.
Beslenme sorunu, çocuklar bakımından hem Avrupa Gıda ve Beslenme Eylem Planı’nda yer aldığı üzere bir gelişim problemi hem de Dünya Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu Raporu’nda yer aldığı üzere barış ve güvenlik için bir tehdit oluşturmakta. Bu nedenle, bir çocuk hakkı olarak yeterli ve güvenli beslenme hakkının başlı başına ele alınmasını talep etmek de çocuk hakları savunucularının bu alana katkısı olabilir.